Çok uzaklarda; ölümsüzlükle kutsanmış, zarif ve güzel kanatlı varlıkların yaşadığı, başlangıcı unutulmuş bir çatışmanın halen devam ettiği bir dünya var. Bir çok çatışma gibi bu savaş da aileleri parçaladı. Taraflardan biri kendisini, dünyayı kendi yasaları ve güçlü merkezi hükümetleri altında birleştirmek için savaşan, kusursuz düzen ve adalet getirecek varlıklar ilan etti. Onlara karşı savaşanlar kendi türlerini, durumun genelini göremeyen ve bireysellikle özgürlüğü, verimlilik ve güvenlik yanılsamasına feda eden zorbalar olarak gördü. Morgana, zorbalık yaptıklarını düşündüğü için kendi türüne karşı savaşanlardandı ve bu yüzden ''günahkâr'' damgası yedi. Morgana masum değildi; kara sanatlarda güçlü bir usta olabilmek için, unutulmuş yollarla yasak güçler toplayacak kadar düşmüştü. Bu amacın arkasındaki itici güç, düşman ordusunun generali olan kız kardeşini yenme takıntısıydı. İki kadın öz kardeş olsalar da; ilk darbeyi vuran, Morgana amacına katılmayı reddedince tüm aile bağlarını reddeden Kayle olmuştu. Sonunda Morgana, Kayle'la boy ölçüşmekle kalmayıp onu zorlayacak bir güce kavuştu. Son çatışmaları olabilecek buluşmanın tarihi yaklaşırken, Morgana bir anda Valoran'a çağrıldı. Morgana Lig'in sihirdarlarıyla başta, daha büyük güç kazanma karşılığında savaşmak üzere anlaşmıştı. Kayle'ın da Lig'e gelmesiyle, Morgana artık League of Legends'da (Efsaneler Ligi) kendi isteğiyle, kardeşini yeniden, yeniden ve yeniden yok edebilme ayrıcalığı için savaşıyor. Savaş Enstitüsü'nün bağlarının onu artık tutmayacağı günü bekliyor ve o gün Kayle'ı ebediyen yok edip kahraman olarak evine dönmeyi planlıyor. ''Kayle'ın zorbalığı hâlâ devam ederken dinlenmek olmaz.'' -- Morgana